27 Mayıs 2014 Salı

DOĞAN CÜCELOĞLU SEMİNERİ


Televizyonda bir programına denk geldiğimde sanırım 10 yaşındaydım.O zamandan beri hayran olduğum Doğan Cüceloğlu'nu canlı dinleme fırsatını şimdi bulabildiğime seviniyorum.
Sözde değil özde insan olduğunu düşündüğüm nadir insanlardan.
Seminerin konusu Ailede iletişimdi. Bu arada 1972 yılına kadar iletişim diye bir kelimemizin olmadığını da dün öğrendim.
Ailenin insanın eğitimdeki önemiyle başladı konuya hocam. Nobel ödülü alan bir bilim adamının hikayesini paylaştı.'50000 kişinin içinden neden size verildi bu ödül?' sorusuna cevabı çok enteresan :
' Bende tam olarak bilemiyorum fakat sanırım annemden dolayı.' (Salondaki herkes gibi bende şaşırdım)
'Annem ben okuldan geldiğimde diğer anneler gibi bu gün öğretmenine iyi cevap verdin mi demezdi. Bu gün öğretmenine iyi bir soru sordun mu derdi 'dedi.
Sorgulayan birey yetiştirebilmeyi ne kadar başarabiliyoruz? Sorgulayan çocuğumuzu ne kadar teşvik edebiliyoruz? Sorgulayan insan üretebilir fakat bunu zaman zaman unutan anne baba susturarak çocuğunu körelttiğinin farkında değil.
Bir ailenin arkadaşlarıyla birlikte boğazda kahvaltısı sırasında şahit olduğu bir olayı daha anlattı.Ailenin 5 yaşlarında bir çocuğu var.Yanlarından büyük bir gemi geçiyor. Çocuk babasına dönüyor 'baba büyük gemi geçiyor'. Babası ' tamam oğlum sus' . Annesine ' anne büyük gemi geçiyor'. Annesi gülümseyerek 'dimi dimi' der ve arkadaşlarına döner. Çocuk yine babasına ' baba büyük gemi geçiyor'der heyecanla.Babası 'Tamam oğlum sus artık yeter'der. Çocuk mahsunlaşır oturur yerine.
Hocam derki '' öyle yapmasalardı da ' aa öylemi oğlum bakalım neredeymiş.Evet çok büyük bir gemi gerçekten. Bana gösterdiğin için teşekkür ederim . Ben farketmemiştim' deseydi,hepi topu 10 saniye harcayarak oğlunun özgüvenini kırmamış olacaktı.''
Büyük ihtimalle bu baba çocuğu fiziksel anlamda tehlikede olsa canını siper eder fakat kendi oluşturduğu tahribatın farkında bile değil.
İletişimdeki var eden tanıklar ve yok eden tanıklardan bahsetti.  Var eden tanıklar saygı duyan onlarla iletişim halinde olan kişiler yok eden tanıklarda yok sayan saygı duymayan iletişimde bulunmayan kişiler oluyor.Bu babanın davranışı yok eden tanıklara örnek.
İletişim konusuna dönecek olursak iletişim becerisinin eğitimle çokta ilgili olmadığını anlattı.
Türkiye'nin önde gelen firmalarından birinin üst düzey yöneticilerine seminer vermeye gittiğinde asansörde karşılaştığı eğitimli bir üst düzey yöneticinin bile selam vermediğini anlattı.
'ben ona baktım oda bana bu adam bana bakıyor diye baktı.ben ona baktım o bana baktı. Asansörde iki eğitimli adam birbirine baktı.Benim büyüdüğüm yerde inekler bile birbiriyle selamlaşır.Biri bir tarladan möööö der öteki de selamını alır. MÖÖÖÖÖ. Aslında möööö diyecektim adam ne münasebet derse 'efendim insan gibi selamlaşamadık inek gibi böğürelim ' derdim.Söylemesine söylerdim de ya tutarsa? :) sonra insanlarda yeni bi akım başlatmayalım:) ''
Birde Türkiye'deki sıkıntının insan insana konuşamamak olduğunu anlattı. Erkek insan, kadın insan olarak göremiyoruz kişileri.Karşımızdakine insan olarak yaklaşamıyoruz. Yurt dışında yaşadığı anılarından bahsetti. ve Türkiye'ye geldikten sonra yolda selam vermeye kalkıp  terslendiğinden. Gerçekten çok üzücü sadece insan olabilememek.
Son olarak beni çok etkileyen bir hikayeyle bitirmek istiyorum .
'' Genç kız çocuktan ayrılmak ister ve 'sen beni yeterince sevmiyorsun' der. çocukta ona hak verir içten içe.Fakat üzülmekten kendini alamaz.Bir süre sonra bi trafik kazası geçirir ve ölümün eşiğindeyken şu 3 şeyi düşünür

  • Gerçekten yaşadım mı?
  • Gerçekten sevdim mi?
  • Bu dünyada bir şey bıraktım mı?
                                                                                                            Sürçü-lisan ettimse affola...

ANTİKA OTOMOBİL FUARI

25.05.2013 te Büyük Çekmece Mimarsinan Köprüsü'nde düzenlenen antika otomobil fuarına gittik. Açıkçası oraya gidene kadar Diynes'in bu kadar eğleneceğini tahmin etmemiştim. Sanırım canlı renkli,parlak cilalı otomobiller oyuncak gibi geldi:)
Ben çocukken bizimde 1964 model bir Chevrolet'imiz vardı. Hayatımın bir çok anına konuk olan arabanın değerini ne yazık ki kaybedince anladım.Babam kullanırken hep 'neden bu kadar eski arabamız var ' diye hayırflanırdım . Ama şimdi bende böyle bir arabanın hayalini kuruyorum :)


İstikamet arabalar! Tam yol ileriiiii!


İşte bunun siyahıydı bizimki...














Buda benim çocukluğumdan beri hayallerimi süsleyen haylaz tostosum :)